İstanbul’da Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından “Gazze Savaşı’nda Medyanın Hakikat Mücadelesi: Şiddet, Dezenformasyon, Sansür” konulu sempozyum düzenlendi. Açılış konuşmasını Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun’un yaptığı sempozyumda, basın mensuplarının Gazze savaşında doğru bilgiye erişimi, gazetecilerin güvenliği ve bu konularda uluslararası medyanın rolü ele alındı. Birçok yerli ve yabancı uluslararası medya mensubunun katıldığı sempozyumda dezenformasyonla küresel mücadelenin önemi de vurgulandı. Filistin’in Ankara Büyükelçisi Faed Mustafa’nın da katıldığı sempozyumda İsrail saldırılarında birçok aile ferdini kaybeden, Al Arabi TV Gazze Muhabiri Ahmad Al Batta’nın video mesajı yayınlandı.
Konuşmasında Gazze’deki hakikat mücadelesini esas alacağını belirten İletişim Başkanı Fahrettin Altun, bu süreçte Gazze ve tüm insanlığın karşı karşıya kaldığı üç temel sorunu konuşacaklarını söyledi. Altun, “Şiddet, dezenformasyon ve sansürü konuşacağız. Bugün alanlarında uzman olan kişilerle bu hususları müzakere edeceğiz. Bütün dünyanın gözleri önünde yaşandığı üzere İsrail, bir şehri ve bir halkı bir daha var olmamak üzere yok etmeye çalışıyor. Sivilleri, sağlık çalışanlarını, gazetecileri ve sivil toplum gönüllülerini bilerek hedef alarak öldürüyor. İsrail, bu yönüyle savaş suçu işliyor, soykırım yapıyor. Bu politikanın arkasında yer alanları ifşa etmeliyiz. Zira İsrail bir yalan imparatorluğudur” dedi.
Şiddetin İsrail’in Gazze’de yer alan gerçekleri örtmek için izlediği başlıca strateji olduğunu söyleyen Altun, “Bu stratejiyi de her şeyden önce gazetecilere yöneltmektedir. İsrail’in gazetecilere uyguladığı şiddet, temel stratejidir. 7 Ekim’den bu yana İsrail saldırılarında Gazze’de 120 gazeteci şehit oldu, yüzlerce gazeteci de yaralandı. Biraz önce izlediğimiz videoda ölen gazeteci sayısı 119 olarak yer alıyordu. Ancak bundan bir saat önce aldığımız haberle bir gazetecinin daha şehit olduğunu öğrendik. 120 gazeteci hakikati duyurmak istedikleri ve olanı tüm çıplaklığıyla resmettikleri için İsrail tarafından katledildi. İsrail, hakikati katletmek için sistematik bir planla gazeteci öldürüyor” ifadelerini kullandı.
İsrail’in Gazze’de yaşananları gizlemek için kullandığı diğer önemli bir stratejinin ise dezenformasyon olduğunu söyleyen Altun, “Sistematik yalanları üretmek ve yaymak üzere yürütülen bu stratejiye karşı biz Türkiye olarak 7 Ekim’den itibaren çok yoğun bir şekilde savaş veriyoruz. İsrail’in ürettiği dezenformasyon içeriklerini ve sahte bilgileri deşifre etmek için yoğun bir şekilde çalışıyoruz. İsrail’in ürettiği toplam 200’e yakın dezenformasyonu ifşa ettik.” dedi.
Sempozyumun ilk oturumu, Çatışma Alanlarında Gazeteci Güvenliği ile Gazetecilere Yönelik Baskı ve Sindirme Girişimleri başlığıyla düzenlendi. Oturumun moderatörlüğünü İletişim Başkanlığı Kamu Diplomasisi Dairesi Başkanı Doç. Dr. Oğuz Güner üstlendi. Konuşmadaki gazeteciler bölgede yaşadıklarını anlattı. 13 Ekim’de Lübnan’ın güneyinde İsrail saldırılarını haber yaparken gazeteci arkadaşı şehit olan kendi de yaralanan Carmen Joukahadar, “O gün sadece işimizi yapıyorduk. O saldırıya ilişkin 100’den fazla görüntü vardı. İsrail bilerek gazetecileri hedef aldı.” dedi. İsrail’in Gazze’de yasaklı beyaz fosfor bombası kullanımını fotoğraflarıyla kanıtlayan Anadolu Ajansı Foto Muhabiri Mustafa Hassona ise “110 günde her gün bir gazeteci öldürüldü. Lütfen İsrail’e dur deyin” ifadelerini kullandı. Daha önce Gazze’deki ablukayı kırmak için yola çıkan Mavi Marmara gemisinde yer alan İspanyol gazeteci David Segerra, “Batılı gazeteciler ve İsrailli yetkililer tarafından insani hayvanlar ifadeleri kullanıyor. Bizim medyamızda da Filistinliler sadece mağdur olarak gösteriliyor. Bu mağdur diyenler sanki onların başına doğal afet gelmiş de bu nedenle mağdur olmuşlar gibi gösteriyorlar ve empati kurmamızı engelliyorlar” diye kaydetti.