MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Gündem konumuz, yeni, demokratik, kapsayıcı, mutabakata dayalı, milletin beklentilerine zin beklentilerine uygun, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin doğasıyla uyumlu, yeniçağı kavrayan, Türk ve Türkiye yüzyılının hukuki altyapısını kuran bir anayasayı ülkemize kazandırmaktır. Milliyetçi Hareket Partisi yeni anayasanın hazırlanmasında 100 maddelik teklif metniyle hazırdır. Toplumun her kesimi bu sürecin içinde olmalıdır. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde temsil edilen siyasi partiler sorumluluktan kaçmak yerine, milletimizin taleplerine müzahir, yapıcı ve destekleyici tavır ve tutum içinde hareket etmelidir…Türkiye Cumhuriyeti’nin 100’üncü yıl dönümünü yeni bir anayasayla taçlandırmak hem Milliyetçi Hareket Partisi hem de Cumhur İttifakı için ortak hedeftir” dedi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, TBMM grup toplantısında konuştu. Partisinin gündem konularını yedi başlık altında özetleyen Bahçeli, şunları söyledi:
“MHP VE CUMHUR İTTİFAKI GÜÇLÜ İSE VATANDAŞIMIZIN KARNI TOK, BAŞI DİK, ALNI AÇIKTIR”
“ Milliyetçi Hareket Partisi Türk milletiyle yek vücuttur. Milliyetçi Hareket Partisi Türkiye’ye hizmetle memur ve mükelleftir. Cumhur İttifakı Türkiye Cumhuriyeti’nin gelecek yüzü, yeni yüz yılın yeni bir diriliş ve yükseliş gayesinin mihmandarı ve mimar başıdır. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin geriden kalan yaklaşık 5 uygulama döneminde Cumhur İttifakı olarak kronik sorunlara neşter vurduk. Çözümsüz gibi duran tüm sorunları çözmeyi başardık. Cumhur İttifakı’nın umut olduğunu gösterdik. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin muktedir ve muteber kazanımlarıyla ülkemizin önünü açtık, gücüne güç kattık. Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhur İttifakı güçlü ise vatandaşımızın karnı tok, başı dik, alnı açıktır. Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhur İttifakı güçlü olduğu müddetçe demokrasi güvence altındadır. Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhur İttifakı var olduğu sürece ‘lider ülke Türkiye’ hedefi Türk ve Türkiye yüz yılı vizyonu Allah’ın izniyle gerçekleşecektir.
“AĞZIMIZDAN ÇIKAN HER SÖZ KARAR VE MÜCADELE SÜREÇLERİNDE BAĞLAYICIDIR”
Türkiye’nin temel öncelikli meselelerinin köklü çözümlerle buluşturulması hususunda da bundan sonra da her çabayı gösterecek, her çabayı yapacak yine Cumhur İttifakı olacak ve mutlaka muvaffak olacaktır. Türkiye’nin ne geçmişinde ne de geleceğinde zillete yer yoktur, geçit yoktur, geçiş yoktur. Koltuk ve çıkar kavgalarıyla siyasi ahlak kaybının dibini boylayanlarla zaten umut yoktur. Terör örgütleriyle can ciğer kuzu sarması olanlara kanacak bir Allah’ın kulu da artık kalmamıştır. Dün ne söylemişsek bugün arkasındayız. Aynı görüşteyiz, aynı kanaatteyiz. Akşam başka, sabah bambaşka olanlar gibi gevşek ve güvenilmez bir mizaca hiç sahip olmadık. Siyaseti dürüst, düzgün, dengeli, sorumlu ve mert bir şekilde yapmanın arayış ve amacından hiçbir zaman sapma göstermedik. Ağzımızdan çıkan her söz karar ve mücadele süreçlerinde bağlayıcıdır. Bunun yanı sıra siyasi ahlakımızın teminatı altındadır.
Tutarlılık bizim için vazgeçilmez bir davranış kalıbıdır. İkinci el inançlara, ayağa düşmüş ezberlere, yıkıcı düşüncelere, hayatın gerçeklerine aykırı negatif duygulara, katlı otoparkta dönen ön yargılara itibar etmemiz söz konusu değildir. Devletin muzaffer, vatanın mahmur, milletin de müreffeh olması siyasetimizin ana çerçevesidir. Dünyayı Türkçe okuma gayemiz, başkent Ankara vizyonuyla küresel ve bölgesel hadiseleri takip ve yorumlama gayemiz bilinen bir gerçektir. Bugünkü beşeriyet mizanında dünyanın bir köşesinde tezahür eden sorunlar bir başka köşesinde gecikmeden yankı bulmaktadır. Fakat sorunların yayılmasındaki çarpıcı hız ve gelişme; aynı oran ve derecede refah ve zenginliğin, insani değer ve mirasın hakkaniyetli dağılımına yansımamaktadır. Bu adaletsiz ve eşitsiz uluslararası sistem mekaniğinin sürdürülebilirliğini düşünmek, geleceği inşa etme kabiliyeti olacağını beklemek akıl dışılıktır.
“MEVCUT DÜNYANIN HALİ DAĞINIK VE PERİŞAN VAZİYETTE OLSA DA TÜRKİYE İÇİNE KAPANAMAZ, GELİŞMELERDEN KENDİSİNİ SOYUTLAYAMAZ”
Dünyada yaklaşık 800 milyon aç varken buna karşılık obeziteden kurtulmak için astronomik paraların harcanıyor olması vahim bir çarpıklığın tehlike sınırlarını çoktan geçtiğini işaret etmektedir. Nesli tükenen kara ve deniz canlılarına gösterilen merhamet temelli alaka ve hassasiyetin onda biri mazlumlardan esirgenmektedir. Sefa sürenlerle, sefalet içinde çırpınanların dünyanın adeta iki yarım küresi gibi temerküz etmesi hazin ve düşündürücü bir tablonun gittikçe derinleştiğini açıkça göstermektedir. Terör saldırıları, etnik ve mezhep odaklı çatışmalar hatta bölgesel savaşlar insan hayatının ne kadar ucuzladığının metalaştığının bir belirtisi olarak yorumlanmalıdır. Esasen insanlık huzursuzluğun pençesinde, bencilliğin yörüngesinde, öldürücü hakimiyet mücadelelerinin hedefinde, gemisini kurtaran kaptan mantığının çekim merkezindedir.
Böylesine bir dünyada insan hakları, insanlık onuru, uluslararası hukuk umuru, demokrasi ve özgürlük ruhu yalnızca göz boyamaya, günü kurtarmaya yarayan hamaset düzenekleridir. Beşeriyet kusursuz bir fırtınaya yakalandığından sığınacak bir liman ya da güvenli bir sahil aramaktadır. Mevcut dünyanın hali dağınık ve perişan vaziyette olsa da Türkiye içine kapanamaz, gelişmelerden kendisini soyutlayamaz, çevresine ve jeopolitik menziline sırtını dönemez. Bizim nihai hedefimiz bellidir. O da ilahi kelimatullahtır. Ant olsun yolumuzdan dönmeyeceğiz, ülkümüzden vazgeçmeyeceğiz, tarihi hedeflerimizden ayrılmayacağız, kızıl elma seferberliğinden ödün vermeyeceğiz. Korkaklar direndi diye, korkuluklar dikildi diye karamsarlar dayattı diye hakkımızı yedirmeyeceğiz, halkımızı ezdirmeyeceğiz, hürriyetimizi ve hür ülkemizi hiçbir alçağa çiğnettirmeyeceğiz.
“GÖRÜŞ VE DÜŞÜNCELERİMİZİ TARİHE NOT OLARAK DÜŞMEYİ İSTİYORUZ”
TBMM’nin yeni yasama yılının başlaması münasebetiyle bundan sonraki siyasi gündem ve etaplarla ilgili ana başlıklar halinde stratejik değerlendirmeler yapmak adımlarımızın daha sağlam atılmasına destek verecektir. Parti olarak belirlediğimiz yol haritasını milletimizle ve siyasi muhataplarımızla paylaşmayı, bu suretle önümüze projeksiyon tutmayı samimiyetle hedefliyoruz. Gerek iç siyasi gündemi, gerekse de dış gelişmeleri bir bütünlük içinde ele alıp görüş ve düşüncelerimizi tarihe not olarak düşmeyi istiyoruz.
Türkiye’nin, gözü başka kaşı başka oynayan, kalbi başka dili başka söyleyen yalancı köksüzlerin hezeyan, hezimet, hüsran vaatlerine değil, hadim bir yürekle canını dişine takıp gece gündüz çalışan yürekli devlet ve siyaset insanlarına ihtiyacı vardır. İşte bu özelliklere haiz Cumhur İttifakı da dimdik ayaktadır. Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve kabinesi görevinin başındadır. Kılıçdaroğlu kendine baksın, işine baksın, her rüzgara yelken açmaya devam edip kaybettiği siyasi meşruiyet ve itibarını tekrar nasıl kazanacağını hesap etsin. CHP yoldan çıkmış, yozlaşmanın uçurum dibine çakılmıştır. Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhur İttifakı, kuru sıkı atan siyasi kadavralarla polemik yarışına girip de zaman kaybedecek kadar şaşkın ve şuursuz değildir.
Biz milletimizin gerçek gündemiyle, ülkemizin hedefleriyle, bölgesel ve küresel gelişmelerle meşgul oluyoruz, zillet ittifakında buluşan partileri de Türk milletine havale ediyoruz. Milletimiz bu siyasi kötürümlere 14 Mayıs ve 28 Mayıs 2023 tarihlerinde hak ettikleri dersi vermişti, anlaşılan hala kafaları almamış, hala bana mısın demiyorlar. İnanıyorum ki, turpun büyüğü heybeden 31 Mart 2024 tarihinde çıkacak, zilletin de, rezaletin de, hıyanetin de defteri dürülecektir. Önümüzdeki siyasi gündem ve etaplarla ilgili ana başlıklar halinde stratejik değerlendirmelerimizi yaparak yolumuza kararlı bir şekilde devam edeceğiz.
“BİRİNCİ GÜNDEM KONUMUZ 650 BİN KONUTU İNŞA EDEREK DEPREMZEDELERE TESLİM ETMEKTİR”
Birinci gündem konumuz; depremin hasarlarını tümüyle onarmak, yaraları sarmak, yeni ve güvenli 650 bin konutu inşa ederek depremzedelere teslim etmektir. Sayın Cumhurbaşkanımızın 1 Ekim 2023 tarihinde, TBMM’nin açılışı münasebetiyle yaptığı konuşmadan da anlaşılacağı gibi, deprem bölgesinde kurulan 186 bin konteynerde 600 bine yakın vatandaşımız barınmaktadır. 1,3 milyon vatandaşımıza kira yardımı verilmektedir. Depremden etkilenen şehirlerimizin tekrar inşa ve ihyası maksadıyla bütün imkanlar devrededir. 200 bin konutun yapımına başlanmıştır. Depremzede vatandaşlarımız yalnız ve çaresiz değildir, Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhur İttifakı hep yanlarındadır.
“İKİNCİ GÜNDEM KONUMUZ; SOSYAL VE EKONOMİK REFORMLARLA TOPLUMSAL REFAH VE RAHATLAMAYI DAHA DA GÜÇLENDİRMEK”
İkinci gündem konumuz; sosyal ve ekonomik reformlarla toplumsal refah ve rahatlamayı daha da güçlendirmek, daha da genişletmek ve nihayet her kesime yaymaktır. Enflasyonla mücadelede başarılı sonuçlar alınmaktadır. Herkesin ortak şikayeti olan hayat pahalılığı günden güne tesirini kaybedecektir. Sayıları 16 milyonu bulan emeklilerimizin insanca ve huzur içinde yaşayacakları bir ücret düzeyine kavuşmalarından başka seçenek ise kalmamıştır. Emekli maaşlarındaki muhtemel iyileştirmeler, enflasyon üzerinde zam verilmesi, hatta zammın kök ücrete yansıtılması samimi dileğimiz ve beklentimizdir.
Ayrıca küçük ölçekli iş yapan esnaflarımızla çiftçilerimizin prim yükünün hafifletilmesi, ev hanımlarına sigorta desteği sağlanması hususunda üzerimize düşen sorumluluğu yerine getireceğiz. Bu çerçevede küçük esnafın emeklilik gün sayısı aşağıya çekilmeli ve 7200’e indirilmelidir. Cumhuriyet’in 100’üncü yıl dönümü şerefine memurlarımızdan işçilerimize, emeklilerimizden esnaflarımıza, çiftçilerimizden dar ve orta gelirli insanlarımıza varıncaya kadar sosyal ve ekonomik yönden hepsinin yüzünü güldürmek boynumuzun borcudur.
“ÜÇÜNCÜ GÜNDEM KONUMUZ, TERÖRLE MÜCADELEYİ MUTLAK BİR BAŞARIYLA SONUÇLANDIRIP ÜLKEMİZİN GÜNDEMİNDEN TAMAMIYLA ÇIKARMAKTIR”
Üçüncü gündem konumuz, terörle mücadeleyi mutlak bir başarıyla sonuçlandırıp bu kanlı döngüyü milletimizin ve ülkemizin gündeminden tamamıyla çıkarmaktır. Bildiğiniz gibi, 1 Ekim 2023 tarihinde, yani Meclis’in açıldığı gün, Kızılay’da bulunan Emniyet Genel Müdürlüğü ve İçişleri Bakanlığı binalarının önüne kadar gelen teröristler bombalı saldırı girişiminde bulunmuşlardır. Bu hain saldırıda iki polisimiz yaralanmış, iki terörist imha olmuştur. Kahraman polislerimize, mesai arkadaşlarına ve aziz milletimize bir kez daha geçmiş olsun dileklerimi bildiriyorum. Bölücü teröristlerin Kayseri’de şehit edip otomobilini gasp ettikleri Veteriner Teknikeri Mikail Bozlağan kardeşimize de Cenab-ı Allah’tan rahmetler niyaz ediyor, ailesine başsağlığı diliyorum. Terörü bütün inancımla lanetliyorum.
Bu kanlı eylemi, ‘PKK’nın Ölümsüzler Taburu’ isimli şerefsiz bir aparatının gerçekleştirdiği belli olmuştur. Terörün sonuç alması, Türkiye’ye geri adım attırması, haklı mücadeleyi sekteye uğratması asla, kata mümkün değildir. Bu haşaratların, bu insanlık defolarının, bu soysuzların inşallah kökü kurutulacaktır. Terörle huzur, terörle güvenlik, terörle insanlık arasında ikinci bir seçenek yoktur. Bölücü terör örgütü karşısında şaibeli ve şüpheli duruş sergileyen, canilere sahip çıkan veya onlardan medet uman kim varsa, durumunu tekrar gözden geçirmeli, hıyanetle çakışan yollarını derhal ve ö nşartsız ayırmalıdır. Elbette 1 Ekim tarihli terör saldırısının önü ve arkası süratle aydınlatılacak, teröristlerin Kayseri’den Ankara’ya nasıl geldikleri, yardım ve yataklığın kimler tarafından yapıldığı açıklığa kavuşacaktır.
Esasen 1 Ekim saldırısı Türkiye’ye karşı yapılmıştır. Bu saldırıdan hemen sonra sosyal medyadan İçişleri Bakanlığı ekseninde maksatlı tartışmaların körüklenmesi, eski ve yeni bakanlar arasında fitne ve fesat üretiminin tahrik edilmesi Türkiye düşmanlarının değirmenine su taşıyan arsızlık ve ahlaksızlıktır. Tescilli FETÖ’cülerin özellikle Sayın Süleyman Soylu’ya iftira kuyruğuna girmeleri, bazılarının da görevdeki İçişleri Bakanı’nı kötülemeleri ülkemize kurulan zaman ayarlı bir tuzaktır. Üstelik emniyet teşkilatında tecrübeyle ve kahramanca görev yapan, fakat bir sebepten dolayı görevden alınan bazı isimler etrafında dedikodu kampanyasına tevessül edilmesi asla doğru ve hakkaniyetli bir uygulama da değildir.
“DÖRDÜNCÜ GÜNDEM KONUMUZ; YENİ BİR ANAYASAYI ÜLKEMİZE KAZANDIRMAKTIR”
Dördüncü gündem konumuz; yeni, demokratik, kapsayıcı, mutabakata dayalı, milletimizin beklentilerine uygun, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin doğasıyla uyumlu, yeniçağı kavrayan, Türk ve Türkiye yüzyılının hukuki altyapısını kuran bir anayasayı ülkemize kazandırmaktır. Milliyetçi Hareket Partisi yeni anayasanın hazırlanmasında 100 maddelik teklif metniyle hazırdır. Toplumun her kesimi bu sürecin içinde olmalıdır. TBMM’de temsil edilen siyasi partiler sorumluluktan kaçmak yerine, milletimizin taleplerine müzahir, yapıcı ve destekleyici tavır ve tutum içinde hareket etmelidir. Darbe anayasası Türkiye’ye layık değildir. Artık vakit gelmiştir.
Kılıçdaroğlu’nun tek adamla anayasa olmaz çıkışı aymazlıktır, akılsızlıktır, ayıptır. Kaldı ki Türkiye’de tek adam sistemi falan diye bir şey yoktur. Bu uydurmanın anayasa hazırlığını istismar etmek ve minder dışına çıkmak için kullanıldığı açıktır. Türkiye Cumhuriyeti’nin 100’üncü yıl dönümünü yeni bir anayasayla taçlandırmak hem Milliyetçi Hareket Partisi hem de Cumhur İttifakı için ortak hedeftir.
“BEŞİNCİ GÜNDEM KONUMUZ; ÖNÜMÜZDEKİ YÜZYILI TÜRKÇE KUŞATAN BİR MİLLİ STRATEJİYİ EL BİRLİĞİYLE OLUŞTURUP OLGUNLAŞTIRMAKTIR”
Beşinci gündem konumuz; adaletten sanata, sanayiden eğitime, ulaştırmadan sağlığa, spordan kültürel hayata, tarımdan teknolojiye, çevre ve iklim değişikliğinden kentsel dönüşüme, diplomasiden turizme, ekonomiden siyasete varıncaya kadar her alanda yeni yüzyılın ruhunu kavrayan ve aslında devam eden yapısal dönüşüm hamlesini hızlandıran, önümüzdeki yüzyılı Türkçe kuşatan bir milli stratejiyi el birliğiyle oluşturup olgunlaştırmaktır.
“ALTINCI GÜNDEM KONUMUZ; ÇEVREMİZİ SAMİMİ DİYALOG VE SAĞLAM DİPLOMASİ İMKANLARIYLA BARIŞ KUŞAĞI HALİNE DÖNÜŞTÜRMEK”
Altıncı gündem konumuz; çevremizi samimi diyalog ve sağlam diplomasi imkanlarıyla barış kuşağı haline dönüştürmek, komşularımızla iyi ve dostane ilişkiler geliştirmek, Türk ve İslam dünyasıyla sıkı diyaloglar kurmaktır. Suriye ve Mısır ile temaslar memnuniyet vericidir. Sığınmacıların ülkelerine güvenli, gönüllü ve onurlu dönüşleri için bütün tedbirler eş zamanlı olarak alınmalıdır. Ülkemizde misafir ettiğimiz komşu ülke insanlarına cephe almak vatanseverlik değil, provokatörlüktür.
Basra Körfezi ülkeleriyle, Irak ve Türkiye’nin ortaklaşa hayata geçireceği Kalkınma Yolu Projesi’nin Kasım 2023’te mutabakat metniyle tescil edilecek olması bir başka sevindirici gelişmedir. Bu sayede Güney Kafkasya’nın Basra Körfezi’ne, Basra Körfezi’nin de Türkiye ve Güney Kafkasya üzerinden Hazar Denizi’ne bağlanması muazzam bir sıçramaya yol açacaktır. Türkiye; Asya, Avrupa ve Afrika arasında ekonomi-ticaret-enerji koridorlarından birisi olan Orta Koridorun bağlantı noktası özelliğiyle de manevra alanını ve etkinlik sahasını takviye edecektir.
“ARTIK KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ DEMEYE GEREK YOK, KIBRIS DEVLETİ DEMEK GEREK”
3 Kasım 2023 tarihinde Kazakistan’da yapılacak Türk Devletleri Teşkilatı Toplantısı’nda KKTC’nin gözlemci ülke olarak yerini alması, Kıbrıs Türklüğünün tanınmasında önemli bir eşik olacaktır. Artık Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti demeye gerek yok, Kıbrıs Devleti demek gerek. Tarihi ve kültürel birlikteliğin çatı kuruluşu olan Türk Devletleri Teşkilatı, Budapeşte’den Hazar’ın doğusuna uzanan köklü işbirliği ve kardeşlik hissiyatını pekiştirecektir. Bunun yanında, Zengezur ve Laçin Koridorlarının açılıp Türk dünyasının kucaklaşmasıyla bölgemize barış, istikrar ve huzur hakim olacak, tarih yeni baştan coğrafyayla kenetlenecektir.
Iğdır ile Nahçıvan arasındaki Doğal Gaz Boru Hattı da ekonomik, ticari ve stratejik ilişkileri ortak tarih ve tek millet potasında daha da güçlendirecektir. Bu arada 19 Eylül 2023 tarihinde, Azerbaycan’ın Karabağ’da düzenlemiş olduğu antiterör operasyonunda şehit olan 192 kahraman neferimize Allah’tan rahmetler niyaz ediyor, dost ve kardeş ülke Azerbaycan’a ve milletimize başsağlığı diliyorum. Yaralı neferlerimize şifalar temennisiyle diyorum ki, Karabağ Türk’tür, Türk milletinindir, Azerbaycan’ın egemenlik alanı ve sonuna kadar da toprağıdır. Azerbaycan’ın siyasi ve toprak bütünlüğüne tartışmasız, hilafsız, önşartsız saygı duyulmalı, Karabağ üzerinde hiçbir muhasım güç hesap hatası yapmamalıdır.
“YEDİNCİ GÜNDEM KONUMUZ DA MAHALLİ İDARELER GENEL SEÇİMİDİR”
Yedinci gündem konumuz da, 17 Mart 2024 tarihinde yapmayı planladığımız 14’üncü Olağan Büyük Kurultayımızla, 31 Mart 2024 tarihinde gerçekleşecek olan Mahalli İdareler Genel Seçimidir. Milliyetçi Hareket Partisi olarak il ve ilçe kongrelerimizi büyük oranda tamamlayarak 14’üncü Büyük Kurultayımıza hazır hale geldik. Kongrelerimiz gayet huzurlu, sağduyulu, disiplinli, dengeli, katılım düzeyi yüksek, kardeşlik ve dava arkadaşlığı hukukuyla yapılmıştır. Bu vesileyle başta Teşkilat İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcımız olmak üzere, demokratik süreç içinde emeği geçen her arkadaşıma teşekkür ediyor, seçilen il ve ilçe başkanlarımızla yönetim kurullarını kutluyorum.
Milliyetçi Hareket Partisi 31 Mart 2024 seçimlerine heyecan ve inanmışlıkla hazırlanmaktadır. Yerelde iktidar, ülkede istikrar için diyar diyar Anadolu diyoruz. Ayırmadan, ayrıştırmadan diyar diyar Anadolu diyoruz. Aklın yolu bir, genelden yerele birlik, ülkede yönetimde dirlik için Cumhur İttifakı’yla yürüyoruz. Merkezden yerele istikrarı bozmadan, umuda doğru yürümek için milletimizle gönül birliği yapıyoruz. İstikrar ve hizmet için, uyumlu yönetimle umutlu geleceğe ulaşmak için 31 Mart 2024’te zilletin kalan izlerini de silmek için serdengeçti bir yürekle çalışmanın azmindeyiz. Yönetimde istikrar, daha güçlü istikbal için çare Cumhur İttifakı’dır. Türkiye’nin yürütme ile yasama yapısı arasında tam bir dengenin tesisiyle birlikte, Cumhuriyet’in 110’uncu yıl dönümü olan 2033’te temel meselelerini çözmüş, İstanbul’un fethinin de 600’üncü yıl dönümü olan 2053’de Süper Güç seviyesine tırmanmış bir Türkiye hedefimizdir.
“FETÖ’CÜLER AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ’NE ÜMİT BAĞLAMASIN, SİYASİ FİGÜRANLARINA GÜVENMESİN”
FETÖ’cüler Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne ümit bağlamasın, siyasi figüranlarına güvenmesin, film festivallerinde dönen dolaplara aldanmasın; biz 15 Temmuz’u unutmadık, 254 şehidimizi unutmadık, gazilerimizi unutmadık, tepemizden yağan bombaları unutmadık, üzerimize sürülen tankları unutmadık, herkes bilsin ki unutursak kanımız kurusun, unutursak gök girsin kızıl çıksın.”