Senegal’de Müridi tarikatının rastalı ve mistik yorumu: Baye Fall topluluğu

Posted by

Senegal’de Müridi tarikatının renkli, aykırı ve mistik kolu Baye Fall topluluğu, giyimleri, yaşam tarzları ve kendilerini adadıkları felsefeleriyle ayrı bir dünyanın kapılarını aralıyor.

Senegal’de 19. yüzyılın ikinci yarısında İslam alimi Ahmadu Bamba tarafından kurulan Müridi tarikatının aykırı bir kolu olarak kabul edilen Baye Fall’ı, görüntü itibarıyla Rastafaryanlara benzetenler olsa da onlar bu benzetmeye itiraz ediyor. Rastafari dininin Jamaika’da Müridilik’ten sonra kurulduğunu gerekçe göstererek bu benzetmeyi kabul etmiyorlar. Kendilerini Şeyh Bamba’nın talebesi Mame İbrahima Fall’ın yolunda giden Baye Fall dervişleri olarak tanımlıyorlar.

Baye Fall, “Allah’a ve insanlığa hizmet” felsefesiyle Senegal’in önemli değerlerinden biri olarak kabul görüyor.

Bamba’nın ilk talebesi ve takipçisi olan Mame İbrahima Fall’ın şeyhine ve insanlığa hizmeti diğer ibadetlerden üstün görmesiyle şekillenen Baye Fall, “sıkı ve disiplinli çalışma” prensibiyle büyüyerek kitlelere yayıldı.

Fall, başkent Dakar’a yaklaşık 200 kilometre mesafedeki Kebemer kenti yakınlarında Ndiaby Fall köyünde 1855’te soylu bir ailede dünyaya geldi.

Toplumun saygı duyduğu bir isim olan Fall, hafızlık eğitiminden sonra İslami ilimler alanında çalışmalarına devam etti ancak ilmi mertebesini artırmak için bir arayışa girdi. Rivayete göre, Fall, bir gün rüyasında, aradığı ilmi kendisine ancak Ahmedu Bamba isimli bir alimin vereceğini gördü ve onu aramaya koyuldu.

Fall, köy köy Bamba’yı aramaya başladı, bu süreçte yolu bazı alimlerle kesişse de onların rüyasında rivayet edilen kişi olmadığını anlayınca yolculuğuna devam etti. Yıllarca sürdüğü ifade edilen arayışın sonunda Fall, 1883’te ramazan ayının 20’inci günü rüyasında gördüğü Bamba’yı buldu ve Bamba’nın ilk ve en sadık talebesi oldu.

Varlıklı bir ailenin oğlu olarak çıktığı bu yolda köy köy gezen Fall’ın kıyafetleri eskidi, saçları uzadı ve adeta pejmürde bir görüntüye büründü.

Baye Fall takipçileri de şeyhlerinin bu halinden esinle yamalı kıyafetler giymeye, saçlarını uzatarak rasta yaptırmaya ve mistik yönü olduğuna inandıkları birçok aksesuar kullanmaya başladı.

Metrelerce öteden dikkat çekecek kadar belirgin bir profile sahip Baye Fall takipçileri, “çalışmak dinin parçasıdır” doktrinini hayatlarının merkezine koyarak yaşıyor.

Hem topluluk hem de takipçileri Baye Fall ismiyle bilinirken, kadın takipçilere de yerel dil Volofçada “anne” anlamına gelen “Yaye Fall” deniliyor.

İslam’ın sadece “şehadet getirmek” farzını yerine getiren Baye Fall, namaz kılmıyor ancak cami inşaatında çalışıyor oruç tutmuyor ancak ramazan boyunca iftar hazırlayıp dağıtıyor, zekat vermiyor ancak dar gelirlilerin ihtiyaçlarını gideriyor.

Ana akım Müridi’lerden ibadetleri yerine getirme yönüyle ayrılan Baye Fall topluluğunun, gayrimüslimlerin İslamiyet’e girişinde basamak görevi gördüğüne inanılıyor.

Senegal’e özgü bir yapı olan Baye Fall takipçileri arasında İslamiyet’i seçen birçok Batılı olduğu da biliniyor.

Ramazan boyunca yüzlerce kazanda saatlerce yemek pişirip dağıtıyorlar

Yıl boyu çeşitli görevlerde tamamen gönüllülük esasına göre çalışan Baye Fall takipçileri için ramazan ayı ise oldukça yoğun ve durmaksızın çalışarak geçiyor. Müridilik’in kutsal kenti Touba ve Bamba’nın sürgüne gönderildiği Diourbel kentinde toplanan binlerce Baye Fall takipçisi, ramazan ayının girmesiyle hummalı bir çalışmaya başlıyor.

Günün ilk ışıklarında işe koyulan Baye Fall, iftar vaktine kadar yüzlerce kazanda sebze, pilav ve et pişiriyor ve iftar vaktinden önce oruç tutan ihtiyaç sahiplerine ulaştırıyor. Ramazan boyunca her gün devam eden bu rituel, Bamba ile Fall’ın birbirini bulduğu ramazanın ayının 20’si ve ramazan ayının son cuması adeta görsel bir şölene dönüşüyor.

Özellikle ramazanın son cuması için Senegal’in her yerinden Diourbel kentinde toplanan sayısı on binleri bulan Baye Fall takipçileri, 45 dereceleri bulan sıcaklığın altında sarsılmaz disiplinle durmaksızın yemek pişiriyor.

Baye Fall, oruç tutmasa da kati suretle pişirdiği yemeğin tuzuna dahi bakmıyor, yüzlerce kilo et pişirdiği halde karnını birkaç parça ekmekle doyuruyor.

Kazanları hazırlamaya henüz hava aydınlanmadan başlayan Baye Fall, saat 17.00 sularında tüm işlerini bitiriyor ve kendisine verilen görevi tamamlamanın sevinciyle bu sefer zikir için toplanıyor.

Rastalı saçları, ilginç aksesuarları ve yamalı renkli kıyafetleriyle adeta bir moda çekiminden fırlamış gibi görünen Baye Fall takipçileri, geleneksel perküsyonlar eşliğinde dans ederek zikir çekiyor.

“Bizler Allah’ın hizmetkarlarıyız”

Diourbel’de ramazanın son cuması için yemek pişiren Baye Fall takipçilerinden 25 yaşındaki Mame Cheikh Gueye, Baye Fall olmanın temelinde adanmışlık ve disiplin olduğunu söyledi.

Gueye, “Bizler önce Allah’ın sonra da şeyhimiz İbrahima Fall’ın hizmetkarlarıyız. Bir duvarın tuğlaları gibi yan yanayız ve birbirimize tutunarak yükseliyoruz. Baye Fall olmak benim ana kimliğim. Hatta bu nedenle adımı da Mame Cheikh İbrahima Fall koymuşlar. Ömrümün sonuna kadar Allah yoluna hizmetten ayrılmam.” diye konuştu.

Dakar’da Birleşmiş Milletler Uluslararası Göç Örgütünde çalışan Muhammed Bamba Niang da Baye Fall olmak için illa rastalı saçlara ya da yamalı kıyafetlere gerek olmadığının altını çizdi.

Niang, “Diourbel’de bugün ülkenin farklı yerlerinden gelen, çok farklı çevrelerden Baye Fall birlikte yemek pişirdi. Benim saçlarım rastalı değil böyle bir zorunluluk da yok. Baye Fall olmak için evvela kendini Hakk’a adaman lazım. Baye Fall’ın önceliği yaşadığı topluma fayda sağlayarak iyi bir kul olmaya çalışmaktır.” ifadesini kullandı.

Fransız sömürgeciliğine “sufi bir direniş”

İslamiyet Senegal’e, 11. yüzyılda Kuzey Afrika ve Orta Doğu’dan gelen tüccar ve din alimleri sayesinde geldi. Ülkede 19. yüzyıl ortaları ve 20. yüzyıl başlarında da tarikatlar hızla yayılmaya başladı.

Senegal, Fransa’nın 19. yüzyılda Batı Afrika’da başlattığı sömürgecilik faaliyetlerinin merkezinde yer aldı.

Benin, Burkina Faso, Fildişi Sahili, Gine, Mali, Moritanya, Nijer, Senegal ve Togo’nun bulunduğu toprakları kapsayan “Fransız Batı Afrikası” olarak adlandırılan koloni bölgesi Senegal’den yönetildi.

Fransızlar, Senegal’de İslam’ın yayılmasını yasaklamaya çalışsa da tasavvuf temelli tarikatların pasif direnişi sayesinde başarılı olamadı.

Senegal, Cezayir’de olduğu gibi Fransız sömürgeciliğine karşı silahlı bir direniş göstermese de Müridi ve Ticani tarikatlarının önde gelenleriyle Müslüman tüccarlar Fransızlarla kendi çıkarları doğrultusunda müzakere masasına oturmayı tercih etti.

Bu süreçte özellikle Müridilik’in kurucusu Şeyh Ahmadu Bamba’nın (1853-1927) sömürgeciliğe karşı şiddet içermeyen mücadelesi Fransızlarını tepkisini çekti ve Bamba’yı birçok kez sürgüne gönderdiler. Bamba, yaşamının 33 yılını Senegal içinde ve dışında sürgünde geçirdi.

Ancak sürgün Senegallilerin Bamba’ya olan sevgisini artırarak, takipçi ve talebelerinin daha da çoğalmasını, Müridilik’in Sünni tasavvufi bir İslam geleneği olarak ülkede yerleşmesini sağladı.

Senegal’in bağımsızlık mücadelesinde önemli yere sahip Bamba, sömürgeciliğe direniş biçimi ve ödediği bedeller bakımından bazı Batılı kaynaklarda Mahatma Gandi ile özdeşleştirilerek, hakkında “Müslüman Gandhi” benzetmesi yapıldı.

Bağımsızlığını 1960’da kazanarak laik bağımsız devlet kimliği kazanan Senegal’de sufizm temelli tarikatlar, hem sosyal hem de siyasi hayatın vazgeçilmez unsuru olarak yerini korumayı başardı.

Siyaset Bilimci Lucy Creevey’e göre Senegal’de modern laik devlet ile Müslüman muhafazakar gelenek arasında sarsılmaz bir denge tesis edildi.

Senegal’in, Batı Afrika’da neredeyse her ülkeyi etkisi altına alan aşırıcı terör örgütlerinden etkilenmeyişinin arkasında bu dengenin yattığına inanılıyor.

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir